Sitemde insanlara dair bir sürü makale bulabilirsiniz. Ancak bunun diğerlerinden bir tık daha farklı olacağını söylemeliyim. Öylesine sosyal medyada gezinirken insanlara dair birçok şeyin gündemde olduğunu gördüm ve “Enes yazmak için ne duruyorsun, haydi iş başına” dedim daha sonra yazmaya başladım. Tabii sizlerle paylaştıkça mutlu oluyorum biliyorsunuz bunu dostlarım.

Dün Neydik

Bu soruya ne yazık ki çok klasik cevaplar vermeyi alışkanlık haline getirdik. Örneğin; “Dün çocuktuk  bugün büyüdük ve yaşlandık” gibisinden. O kadar eskiye gidersem dün; 1 günlüktük daha sonra 1 yaşına bastık. Kimi için bu ifadeler ne kadar da basite indirgeniyor değil mi. Keşke gerçekten de öyle olsa dediğinizi duyar gibiyim. Herkesin yaşam öyküsü farklı sonuçta, bende dahil kimse kimsenin dünü hakkında bir bilgiye sahip değil. Dün demişken düşünüyorum da dün dediğimiz zaman dilimi sadece bebekliğimizi mi kapsıyor?

Bence hayır, çünkü ben bugünü yaşıyorsam dünüm de vardı. Dünler aslında bir bu kadar yakın bizlere.

Bir başka bakış açımla da, bizleri büyüten ve olgunlaştıran temel şeyin dünlerimiz olduğu düşüncesindeyim. Yine en basitinden bir örnek vermek istiyorum; Diyelim ki dün çok yakın canciğer olduğunuz bir arakadaşınız ile kavga ettiniz, karşınızdaki kişi size ağıza alınmaması gerekilen şeyler söyledi ve aslında nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu tam olarak bu noktada anladınız ve o günden sonda ister istemez o kişiye karşı tavır ve davranışlarınız değişecektir. Şahsen yüzüne bir daha bakmam. Çünkü tahammül edemediğim şeyler arasında ikiyüzlülük ilk sırada yer alır benim için. Demem o ki dünlerimizin bugünlerimizi inşa ettiğini düşünüyorum.

Dün kötü şeyler yaşayıp, bugün kahkahalar atan bir yapım var. “ Enes nasıl bu kadar vurdumduymaz oluyorsun” diyecek olursanız da ustalık sırrı deyip geçiştirmek zorunda kalırım. Aksi taktirde bugün kazanacaklarımı da kaybederim.

Bugün Neyiz

Bugün ne olduğumuz hakkında birçoğumuzun bir fikrinin olduğunu sanmıyorum açıkçası. “Enes kardeşim ne uzattın. Hepimiz insanız doğduk ve ölmeyi bekliyoruz”diyenleriniz olabilir. Ancak bu görüşe katılmıyorum ve tıpkı dünlerimizin bugünleri daha doğru yaşamamıza katkıda bulunduğu gibi, bugünlerimizin de yarınlarımızı büyük oranda etkilediğini düşünüyorum. Dünü,bugünü ve yarını doğup-ölmek gibi kısa bir çerçeveye sokmaya çalışan dostlarım, size Jean Paul Sartre’nin bir sözünü aktarmak isterim;

Ölüm, tıpkı doğum gibi salt bir olgudur. Bize dışarıdan gelir ve bizi dışarıdan dönüştürür. Temelde, doğumdan hiçbir biçimde ayrılmaz olan ve olgusallık diye adlandırdığımız şey de doğumun ve ölümün özdeşliğidir.

Sizce de bir felsefecinin böyle bir sözü söylemesi ilginç değil mi. Bence fazlasıyla ilginç ve asıl anlatmak istediğimi sizlere sunacak bir alıntı. Evet, doğduk ve öleceğiz ama bu süre içerisinde yaşadığımız şeyler daha doğrusu dünü,bugünü ve yarınlarımızı oluşturan şeyler bu kadar basit bir kalıba koyulmamalı.

dun bugun ve yarin 1 - Dün, Bugün ve Yarın

Yarın Ne Olacağız

Daha küçükken teyzelerimizin, dayılarımızın ve etrafımızdaki birçok kişinin bizlere yönelttiği; “Büyüyünce ne olmak istiyorsun/ Büyüyünce ne olacaksın” gibi sorulara kilit koymak istiyorum bu noktada. Şahsen bana sorduklarında amansız bir boşluğa düşerdim o zamanlar. Yarınımın ne olacağı hakkında bir fikrim yoktu  çünkü. Sırf başımdan savuşturmak için klasik meslek isimlerini salladığım da çok olmuştur, aramızda kalsın.

Her neyse, yarın ne olacağımıza dair bir kısmımızın hiçbir fikri yokken (bu kategoriye ben de giriyorum), aslında birçoğumuzun da o kadar kararlı bir şekilde yarınlarını daha şimdiden inşa edebiliyor oluşlarını da hayranlıkla ellerim çenemde izliyorum. Kararlı olmak güzel falan da, kardeşim bu halleriniz beni korkutuyor. Haberiniz olsun.

Uzun lafın kısası demek isterdim ama uzun uzadıya konuştum yine. Dün neydik, bugün neyiz ve yarın ne olacağız gibi hayatımıza hitap eden bir konu hakkında konuşmak istedim. Umuyorum ki dününüz ve bugününüz güzeldir. Yine umuyorum ki yarınlarınız da güzel olur. Çok konuşup bunaltmamışımdır inşallah. Sağlıcakla kalın.

Author

Pek az özelliği olan melankoli ve süper kahramanlığa eğilimli bir adam.

3 Yorum

  1. Bende sana hak veriyorum ve ekliyorum. Bazı büyüklerimiz yalan dünya diyerek olayı çok fazla ciddiyetsizliğe alıyorlar. Şahsi fikrim, bu dünya yalan değil. Öteki dünyada. İyi işler yapan herkes bir gün karşılığını alacak ama uğraşan herkes. Bence yalan dünya kelimesi, sadece insanların yeteneklerini köreltmek için kullanılıyor hocam.

    Yazıdaki alıntı çok hoşmuş, demeden geçemeyeceğim.

  2. Al bendende o kadar enes bende çocukluğumda aynı sorular karşısında bir tane meslek uydurup konudan sıyrılmaya çalışırdım içimden derdim ben yarın ne olacağımı bilmiyorum 🙂 ama şimdi çok şükür bilgisayar mühendisi oldum ve sevdiğim bir mesleği yapıyorum.

    Benim düşüncem herkesin içinde bir meslek gizli sadece keşfetmek gerekiyor zaten çağımızda her okulda öğrenciler artık sevdiği mesleğe yönlendirilmeye başlandı öğretmenler gözlemliyor kendisi için uygun olan ders ve aktiviteler konusuna yönlendiriliyor.

Fikirlerinizi Merak Ediyoruz