Hoş geldin dercesine kapıyı açmam biraz uzun sürdü. İnanın kendimi ağırlayacak mecalim bile yok. Yorgunum, uykusuzum, mutsuzlukta var epey. Umarım bir daha arayı bu kadar çok açmam. Sizinle arayı çok açsam da sizden başka gidecek bir yerim yok, yani sanırım neyse.
Yine niye geldim ki ben? Çok sıkıcı bir cumartesi akşamı oluyor, muhabbetim bile şimdiden baydı gibi hissediyorum. Bu sefer size ne anlatacağım, yine hangi derdimle bayacağım sizleri kim bilir. Masamın üstü fazlasıyla dağınık, bilgisayarımı alıp yatağıma geçsem daha iyi olacak gibi ama inanın bunu yapmaya bile mecalim yok sanırım yazıyı yazar burada da sızar kalırım.
Bazen düşünüyorum gerçekten içimde ki sıkıntılar profesyonelden destek alacak kadar önemli mi? Ya da hiçbir önemi yoksa? Eğer ki bir kişiden daha “Offf bu mu derdin be“? lafını duyarsam cidden kavga ederiz. Her şey o kadar birbiriyle bağlantılı iç içe geçmiş durumdaki bazen diyorum kendi kendime baştan doğsam keşke, her şeyi sil baştan tekrar öğretseler… Ya şimdiye kadar her şeyi yanlış anlamışsam, yanlış tanımışsam, yanlış yürümüşsem hatta yanlış nefes almışsam ama sonra şunu düşünüyorum tüm bunların doğrularını öğrenecek zamanı çoktan geçmişim ve geriye dönüşüm imkânsız gibi..
Dağınık kafayla yazılmış fazlasıyla darmaduman bir blog gönderisinin daha sonuna geldik, hiç istemiyordum ama yazacaklarımı unuttum.
Kendinize iyi bakın, sizler bakmasanız da ben kendime çok iyi bakacağım sizden bir daha ayrı kalmamak ümidiyle görüşürüz dostlarım.
Bi kördüğüm bu söküp süründüğüm.
Garip bi kördüğüm, yorulduğum, dövündüğüm.
Birçok an demek benim düşüncemin dövündüğü
Evet bi kördüğüm bu. Bu gün garip bi gün.