Hollanda’nın başkenti Amsterdam, Amstel ve İj nehirlerinin kavşağında kurulu bir liman şehri olmakla birlikte, içinde bulunan kanallarla oldukça renkli bir yapıya sahip. Kanalların toplam uzunluğu 150 km’yi bulurken bunların üzerinde ise 2000’e yakın köprü bulunmaktadır. Şehrin ismi, ırmaktan dolayı Amstel ve su bendi anlamına gelen “dam” kelimesinin birleşimiyle Amstelredamme iken; zamanla Amsterdam olmuştur.

XII yüzyılda Amstel ırmağının kıyısında bir balıkçı köyü olarak kurulan Amsterdam, bugün Hollanda’nın nüfus yoğunluğu en yüksek, kültürel ve ekonomik yönden en önemli şehridir. Red Light District turistlerin dikkatini çeken bir bölge olmakla beraber, turizmin ve dolayısıyla ekonominin en büyük kaynağını oluşturur.  Bölgede madde kullanımı, sex işçiliği ve gece hayatı legal ve devlet kontrolünde, coffeeshoplara ilgi oldukça fazladır.  Yerel halk pek talep göstermese de Hollanda’ya gelen çoğu  turist meraktan ya da ilgiden bölgeyi ziyaret etmektedir.

Ortaçağdan kalan dar sokaklarını gezmek için özellikle zaman ayırmanızı öneririm. Gezerken yoğun bisiklet trafiğine dikkat etmeyi de unutmayın. Çünkü bisiklet kullanımının bu kadar yaygın olduğu Amsterdam’da göreceğiniz bisikletliler ve bisiklet  parkları sizi şaşırtacak. Amsterdam,  bisiklet yolları ve bisiklet park alanlarıyla bisiklet kültürünün geliştiği bir yer olmakla beraber,  1 milyonu aşkın bisiklet bulunduğu tahmin edilmektedir.

Amsterdam’ı gezmeye  Dam Meydanından başlayabilirsiniz. Bu meydan, XVII yüzyıldan kalma olup dünyanın birçok yerinden ziyaretçi akınına uğruyor ve Amsterdam, dünyada en çok ziyaret edilen 5. şehir olarak biliniyor. Dam Meydanından sonra bisiklet kiralayıp o şirin mi şirin sokakları gezmeye başlayabilirsiniz. Ayrıca Dam Meydanında Free Tourlara katılıp ücretsiz rehber eşliğinde de gezebilirsiniz. Benim tavsiyem, yürüyerek map kullanarak ve tadını çıkara çıkara dolaşmanız, yorulunca dinlenmek için  Rijksmuseum’ın yanında yer alan ve Amsterdam’ın en büyük şehir parkı olan Vondelparkda dinlenebilirsiniz.

Başka nereleri gezebilirim diyenler için;  Begijnhof, Amstelkring Kilisesi, Çiçek pazarı, Amsterdam Kanalları diyebilirim.

Ayrıca Amsterdam’daki merkez tren istasyonundan 10 dakikadalık bir yolculukla rahatlıkla ulaşabileceğiniz binaları ve yel değirmenleri ile ünlü minik bir şehir olan Zaandam’a uğramayı aman  unutayım demeyin. Tren istasyonundan çıktığınız zaman rengarenk yapısı ile Inntel Otel’i göreceksiniz. muhteşem kareler çekmek isteyeceksiniz.

Amsterdam’da Gezilecek Müzeler

Rijksmuseum

Rijksmuseum
Rijksmuseum

Devlet Müzesi olup  Amsterdam’ın en çarpıcı, önemli müzesidir. Birçok Rembrandt tablosunu barındırır. 1400 – 1900’ler arası 5000 tablo bulunmaktadır.

Van Gogh Museum

Van Gogh Museum
Van Gogh Museum

200’den fazla tablo, 500 çizim ve taslak bulunmaktadır.

Bunların dışında, Amsterdams Historisch Museum, Rembrandthuis, Anne Frank Huis, Hermitage, Tropenmuseum, Verzetmuseum Stedelijk Museum’u ziyaret edebilirsiniz.

Burada toplu taşıma genellikle tramvay ve otobüs ile sağlanmaktadır. Şehirde dört metro hattı bulunuyor. Şehir içinde araç kullanmak tercih edilmiyor çünkü park ücretleri oldukça yüksek ve  bazı sokaklar araç trafiğine kapalı durumda.

Deneyimlerime göre; Amsterdam’ı gezmek için ortalama 2-3 gün yeterli. Bu şehri güzel kılan ise herkese hitap ediyor olmasıdır. Eğlence, tarihi yapılar, doğa vb. hepsi bir arada  Özgürlüğünüzün tadına vara vara yapacağınız bir gezi diliyorum.

Daha fazlası için takipte kalmayı unutmayın!

Author

Pek az özelliği olan melankoli ve süper kahramanlığa eğilimli bir adam.

Fikirlerinizi Merak Ediyoruz